20 Temmuz günü öğle saatlerinde Suriye’nin kuzeyindeki Halep iline bağlı İhtayimlat kasabası kuzeyindeki bir noktada ABD’ye ait silahlı insansız hava araçlarıyla (SİHA) bir saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda, bölgede siviller tarafından da kullanılan beyaz bir kamyonet hedef alınırken, aracın içinde bulunan biri şöför üç kişinin hayatını kaybettiği bilgisi aktarıldı.

Saldırının gerçekleştirildiği konum:

@obretix

ABD’ye ait insansız hava araçları geçtiğimiz 14 ve 24 Haziran tarihlerinde İdlib’de hava saldırıları gerçekleştirmiş, sadırıların her ikisinde de ‘Suriye’deki El Kaide yapılanması’ olarak anılan Hurras ed Din grubu hedef alınmıştı.

Bu saldırılardan ilki ABD’nin gayri nizami savaş bölgelerinde kullanmak üzere geliştirdiği bir mühimmat olan R9X ile düzenlendi. Bu mühimmat patlamayla değil, üzerindeki bıçaklar vasıtasıyla hedefine kinetik olarak zarar vermeyi amaçlayarak tasarlanmış.

20 Temmuz’da Halep’in kuzeyinde hedef alınan araç:

Bugün (20 Temmuz) Halep’in kuzeyindeki bölgede gerçekleştirilen saldırıda da ilk izlenimlere göre benzer türde bir mühimmatın kullanıldığı anlaşılıyor. Ancak bir detayı belirtmek gerekli o da, 14 Haziran’da ve öncesinde Suriye’de R9X ile gerçekleştirilen saldırılarda füzenin araca giriş noktasında bıraktığı bıçak izleri belirgin bir şekilde görünürken, son saldırıda görülebildiği kadarıyla bıçak izi mevcut değil.

Araç içindeki kişilerin ceset bütünlüklerinin büyük oranda olmadığı gözlemlendiğinden, -eğer R9X ise-bıçakların aracın tavanında iz bırakmak yerine görevlerini aracın iç kısmında yerine getirdiği veya bıçak yerine az miktar patlayıcı yüklü bir mühimmat kullanıldığı anlaşılıyor. Buradaki durum, olay mahali incelenemediği için, elde edilen görsel materyallerdeki görüş açısına göre değişebileceği gibi, mühimmat üzerinde yapılan birtakım modifikasyonlar da söz konusu olabilir. Füze kalıntıları incelendiğinde, ortaya çıkan en net sonuç R9X tipi olmasa da saldırıda Hellfire türevi bir füzenin kullanıldığı. Eklemek gerekir ki R9X, Hellfire üzerinde modifikasyonlar yapılarak geliştirilmiş bir mühimmat.

Aşağıdaki fotoğrafta, elde edilebilen görüntülerle, 14 Haziran’da İdlib’de R9X ile düzenlenen bir saldırı sonrası aracın tavanıyla, 20 Temmuz’da Halep’te düzenlenen saldırıda hedef alınan aracın tavanı karşılaştırılmıştır.

20 Temmuz’daki saldırıda hedef alınan aracın önden alınmış görüntüsü:

Hatta 14 Haziran’daki saldırıda hedef alınan aracın tavanının farklı bir açıdan çekilen fotoğrafında bıçakların detayı daha fazla ortaya çıkmakta:

Saldırıda Hellfire türevi bir mühimmatın kullanıldığının bir diğer kanıtı da, 14 Haziran’daki saldırı sonrasında bölgedeki sivil halk tarafından bulunan füze kalıntılarıyla yapılan karşılaştırma.

Karşılaştırmada, 14 Haziran’daki saldırıda kullanılan R9X mühimmatı (AGM-114R9X) kalıntılarının 20 Temmuz’daki kalıntılarla benzerlik taşıdığı görülüyor:

Yazıda bahsi geçen mühimmatla ilgili daha fazla bilgi için buradaki değerlendirme okunabilir, daha da fazlası için araştırma yapılabilir.

Saldırıda kim hedef alındı?

Olaya dair ilk haber ve görüntülerin sosyal medya ağlarına düşmesiyle birlikte, saldırının ABD tarafından gerçekleştirildiği anlaşılmaktaydı. Çünkü saldırı spesifik birey odaklı gerçekleştirilmiş ve yine saldırıda sadece ABD tarafından istihdam edilen R9X mühimmatının kullanıldığına dair ciddi emareler bulunuyordu.

Bu saldırıyı diğerlerinden ayıran en büyük etken, olayın Fırat Kalkanı bölgesinde, yani İdlib’den uzak bir yerleşimde gerçekleşmiş olmasıydı. İlk tahminlerde Hurras ed Din yapılanmasının hedef alınmış olabileceği iddia edilmiş olsa da, saldırının konumu bu ihtimali düşük kılmaktaydı.

Hedef alınan araçta şöförle birlikte üç kişinin öldüğü ifade ediliyor. Saldırı sonrası servis edilen ceset görüntülerinde vücut bütünlükleri büyük oranda bozulmuş iki kişi görülebiliyor. Eğer üçüncü kişinin varlığı gerçek ise, yüksek ihtimalle cesedi daha ufak parçalara ayrıldığından görüntülenememiş olma ihtimali bulunmakta.

Yerel kaynakların aktardığı bilgilere göre aracın sahibi ve araç içinde hayatını kaybeden isimlerden biri, Şuca el Muhamed isimli bir Suriyeli. Kaynaklar, El Muhammed’in aslen Humus kırsalındaki bir bölgeden olduğunu ancak Türkiye sınırına yakın bir bölgede yaşadığını ifade ediyorlar.

Şuca el Muhammed’e ait olduğu belirtilen bir kimlik fotoğrafı da saldırı sonrası bölge kaynalarının dolaşıma soktuğu diğer materyaller arasında

“Soran Mahalle Meclisi Tanıtım Kartı” yazılı kimlik kartı, Fırat Kalkanı bölgesinde bulunan Soran yerleşimindeki yerel yönetim tarafından düzenlenmiş. Soran yerleşimin ise saldırının gerçekleştirildiği İhtayimlat kasabasının hemen batısında yer alıyor.

Şuca el Muhammed’e ait kimlik kartı:

Saldırıda gerçekte kimin hedef alındığı netlik kazanmış değil. Bazı yerel medya kaynakları hedef alınan kişilerin siviller olduğunu ifade ediyor olsa da, ABD’nin bu tip spesifik hedef odaklı saldırılarda büyük oranda takip ettiği kişi veya kişileri hedef aldığı biliniyor. Bunun geçmiş dönemde birçok farklı coğrafyada farklı örneklerini gördük.

Saldırıda hedef alının kişilerin DAEŞ ile bağlantılı olma ihtimalleri de bulunuyor. ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde geçtiğimiz dönemde örgütün lideri ve sözcüsünü hedef aldığı göz önünde bulundurulduğunda, DAEŞ’in İdlib ve Halep kırsalındaki bu bölgede varlığını koruma temelli hücrelerinin bulunduğu biliniyor.

Dolayısıyla hedef alınan araçta, ABD’nin takip ettiği üst düzey bir isim veya örgütün o bölgedeki yöneticilerinden biri veya bu kişiler arasında kuryelik yapan başka bir ismin olma ihtimali bulunuyor. Tabii ki saldırıda sivillerin de hedef alınmış olabileceği ihtimali bir kenarda durmalı.

Sahadaki hiçbir tarafın açıklama yapmaması durumunda, bu saldırıda kimin hedef alındığına dair en net bilgiyi, -açıklama yapması halinde- ABD verecektir. ABD genellikle bu tip saldırılardan bir süre sonra, sahadaki istihbari doğrulamasının ardından bir açıklama yaparak, hedef alınan alınan kişinin kim olduğunu kamuoyuna bildirmekte.

SOHR: Ölenler DAEŞ komutanı ve korumaları olabilir

Bu değerlendirmenin dolaşıma sokulmasından kısa bir süre sonra, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi tarafından yapılan bir açıklamada, Halep’in kuzeyinde bugün (20 Temmuz) ABD tarafından gerçekleştirilen hava saldırısında ölen üç kişinin DAEŞ mensubu olabileceklerinin değerlendirildiğini ifade etti. Gözlemevi’nin açıklamasına göre, ölürülen kişilerden biri DAEŞ yöneticisi, diğer iki kişi ise korumaları.